ANILARINI YAZ GÖNDER


Site AnasayfaMesaj Gönder
     
Yazan : SERAP ERDOĞAN Şehir: DEĞİRMENTAŞ KÖYÜ Zaman : 29 Mart 2010 Pazartesi  
BEN 12 YAŞINA KADAR KÖYÜMÜZDE YAŞADIM.
BURAM BURAM KOKUSU HALA BURNUMDA..
HELE BİRDE MAYIS AYINDA YEŞEREN SAPSARI MAYIS ÇİÇEKLERİ..
ONCA ZAMAN GEÇMESİNE RAĞMEN YAŞLISINDAN GENCİNE, TAŞINDAN TOPRAĞINA HERŞEY MIH GİBİ AKLIMDA.
KADER BİZLERİ ORDAN ORAYA SÜRÜKLESEDE
O KÖY HEP BİZİM KÖYÜMÜZ OLARAK KALACAK...
HERKESİ ÇOK SEVİYORUMM :h :r :h
     
     
http://- Yazan : A.Yavuz Şehir: Değirmentaş Zaman : 27 Temmuz 2009 Pazartesi  
sene bilmem kac ben 7-8 yaslarindayim köyümüzün civil civil oldugu yillar (yine gözlerimi sizden gizliyorum) bir güzel yaz günü cocukluk oynarken helevigin bogaza kadar gelmisim aklima biryil önce rahmetlik babamin beni kurudere köyüne ablam firdesin yanina götürdügü geldi aklima hedef kurudereköyü ver elini masat ordan fettahdere bu arada aksam oldu.köye girerken summani gadanin torunu refik haydandan gelirken beni gördü nuricinde yatsin koca ahmetgilin evini biliyordum dogru oraya gittim benim niyegeldigimi sordular cünkü el kadar cocugum bende kurudereye gidecegimi söyledim annadilar benim cocuk aklimla macara aradigimi dediler gece oldu yatta sabahleyin gidersin ben rahatim gel gör köylü ayaga kalkmis abdurrahman kayip refik karanlikladiktan nice sonra köye gelir ondan da sorurlar oda fettaha giriyordu bir cocuk birazda kanim kaynadi o olabilir diyorlar rahmetlik zayim abim gece yarisi geldi ben evin genci olan rahmetli esatla damin basinda yatiyorum sabah oldu köye geri gittik rahmetli annem hak ettigim dayagi atmak icin üzerime yürüdü zayim abim araya girdi ben o kadar yol gidip geldim vurmaya kiyamadim sanada vurdurmam dedi beni essek sudan gelene kadar dayak yemekten kurtardi her ikisininde rahmet canlarina olsun.Abdurrahman yavuz.
     
     
Yazan : Aydin Yavuz Şehir: Degirmentasköyü Zaman : 23 Subat 2009 Pazartesi  
Sene 1990 olmasi lazim.ailecek cataltepeye su icmeye gitmistik.hem su ictik hemde oynayip eglendik.aksam karanligi cökmeye baslarken ,babam dediki hadi geri gidiyoz.Ailecek arabaya bindik ve köyün yolunu tuttuk.20-25 metre ilerlemedik ,önümüze bir yilan cikti.Ben sandimki babam yilani ezdi.biraz ilerleyip durdu babam.arkamiza baktik yilan görünürlerde yok.o günden sonra 3-4 gün korkudan arabaya binemedim yilan her yerden cikabilir diye.megersem babam yilani hic ezmemis.yilan süzülüp kacmis.benimde böyle bir anim olmustu köyde.
     
     
Yazan : muammer kaya Şehir: degirmentaskoyu Zaman : 20 Aralik 2008 Cumartesi  
ben muammer KAYA karabeyin torunu ismail hocanin ogluyum.rahmetli dedemle soyle bir animiz olmustu .1980 lerde 9 veya 10 yaslarindaydim birlikte oduna gittik.baya gittik simdi gittigimiz yerin ismini hatirlamiyorum ama kiniga giderken delilere bir yol ayriliyor oralarda biryedi odun toplayacagimiz yer.okuzleri actik kagnidan ben basladim cali cirpi toplamaya baslamistimki bir baktim dedem baslamis bir kutukle ugrasmaya.etrafini kazdi dipten gelen kokleri kesti baya ugrasti. ben buara baya cali falan topladim.vakit epeyce ilerledi artik bizimle birlikte oduna gidenler geri donmeye basladi.bizde ise benim calilardan baska elde bisey yoktu.dedem kutuge vuryor kutuk sallaniyor ama biturlu cikmiyor.kutukte inatlasti dedemde.tabi dedem basladi odun kutugu ile kavgaya ........ettigimin kutugune nerden tebelles oldum diyor habire kutuge vuryordu.nihayet aksama dogru kutuk pes etti ve yerinden cikti.attik arabaya benim calilarida ustune arabanin KAGNI ARABASI yarisi dahi dolmamisti.neyse koye dogru yaklastik ormanci gelmis koye diger odundan giden kisilerde koye girmemis ormancilarin gitmesini bekliyorlar.gecmis zaman kim oldugunu hatirlamiyorum birisi geldi.haci emmi ormanci varmis koye gitme dedi.dedem dinlermi adama get adam ormanci bana neydecakmis dedi.surdu koye korkusuz kahramanlar gibi.allahtan biz koye girdigimizde ormancilar koyden gitmistide oyle kurtulmustuk.allah rahmet etsin dedemle boyle bir animiz olmustu.
     
     
http://degirmentaskoyu.tr.gg Yazan : Behcet ARSLAN Şehir: KAYSERİ Zaman : 15 Aralik 2008 Pazartesi  
Tarih 1980:Kınık Yaylasındayım. O tarihlerde Kur’an Kursunda okuyan bir öğrenciydim ve yaz tatili için köye gelmiştim. Kınık Yaylasına da, orada oturan Yörüklere Ramazan İmamlığı yapmak için gelmiştim.Ramazan ayı boyunca Yörük çocuklarına ders verip,vakit namazlarını ve terafih namazlarını kıldıracaktım.

Çadır hayatı bana çok değişik gelmiş,çok hoşuma gitmişti. Koyunlar,Kuzular,Develer hepsi ayrı bir güzellikti benim için. Gün boyu,Yörük çocuklarına ders veriyor, arta kalan zamanlarda da kuzularla,deve yavrularıyla vakit geçiriyordum. Hele o deve potukları ne kadar da sevimliydiler. Sabahleyin erkenden kalkıyor,çadırlarının üst tarafındaki büyük çam ağacının altında çocuklara ders veriyor,akşam da çadırda terafih namazı kıldırıyordum. Bütün bu güzellikler benim için bir rüya gibiydi. İnsan burada bir ömür boyu kalabilirdi.

Yörük obasındaki ikinci günümdü. Yörük Ağası Döne Mahmut un çadırında iftarımızı açmış, çay içiyorduk.
Terafih namazı kılmak için diğer çadırlardan da gelenler olmuş,çadır ağzına kadar insan kalabalığıyla dolmuştu. Terafih namazlarını Döne Mahmut un çadırında kılıyorduk.

Namaz vakti gelince Ezan okumak için çadırdan dışarı çıktım. Dışarıda hafif bir ay ışığı vardı. Ortalık süt gibiydi. Çadırların hemen önünde, fazla yüksek olmayan bir kaya vardı. Ezanları o kayanın üzerine çıkıp okuyordum. Kayanın üzerine çıkıp,Ezan okumaya başlamıştım.

Allahuekber, Allahuekber
Allahuekber,Allahuekber

Biranda Ezan sesine,köpek sesi karışmıştı. Köpek sesinin geldiği tarafa döndüğümde,büyük bir köpeğin havlayarak ve koşarak hızla bana doğru geldiğini gördüm. Ben biranda ne yapacağımı şaşırmış, müthiş bir paniğe kapılmıştım.
Hemen Ezanı keserek,üzerinde Ezan okuduğum kayadan atlayıp, çadıra doğru koşmaya başladım. Ben önde,köpek arkamda çadırlara doğru hızla koşuyorduk.
Biranda Ezanı unutup canımı kurtarmanın telaşına düşmüştüm.
Köpek arkamdan öyle hızlı geliyordu ki,bacaklarımdan ısırmasına ramak kalmıştı. Ben o hızla çadıra öyle bir dalmıştım ki,çadırın ortasında Abdest alan Döne Mahmut’u tepelemiştim. Daha da hızımı alamayıp,çadırda terafih namazı kılmak için bekleyen birkaç yaşlı Yörüğün de üzerlerinden atlayarak, çadırın en dip köşesine kendimi atmıştım. Çadırda oturan Yörükler biranda kahkahalarla gülmeye başlamışlardı.

Biraz sonra ben biraz sakinleşmiş,yarım kalan Ezanı hemen çadırın kapısının önünde okumuştum. O gün ki terafih namazını da dizlerim titreyerek kıldırmıştım.

O günden sonra köpekler bana da alışmışlardı. Onlarla kırk yıllık dost gibi olmuştuk. Onlarla samimiyeti öylesine ilerletmiştim ki çadırlara yaklaşan yabancılara saldırdıkları zaman hemen önlerine ben çıkıyor,onları azarlayarak sakinleştiriyordum.
     
Sayfalar: 1

en iyi açık parfüm | açık parfüm | Parfüm | indir