Yazan : İbrahim Önder Şehir: Ankara Zaman : 18 Mart 2011 Cuma | |||
Sevgili Zeynep, gözlerinden öpüyorum. Ben aşağıdaki mesajı yazarken senin yazın yoktu, bitirip geri döndüğümde tam da kahrımın üstüne bastığını gördüm, nu beni memnun etti. Duyarlılığın ile yerinde ve gününde yazılan yazının değeri buradaki milyon selamdan önde gelir. Sana hayat boyu başarılar diliyorum, senin gibi duyarlı nesle ihtiyacımız çok var. Tüm ailene selam ve sevgilerimle, Allah'a (cc) emanet ol. | |||
Yazan : İ.Önder Şehir: Ankara Zaman : 18 Mart 2011 Cuma | |||
Hep bakıyorum, selam ve bana eyvallah deyip yazmış olmak için giriyoruz .
Sadece Faruk beyin hava durumu farklı, sağolsun. Dikkatinizi çekti mi? Hocalı katliamının yıldönümü geçti, Kerkük'te kırmızı dediğimiz çizgilerin rengi her an değişebilir, oralarda belli büyüklükte silahlı gücü tutanlar demografik yapıyı bu Türk beldesinin yönetimini de lehlerine alabilir duruma gelmelerinin yorumlanması gerekir hale geldi, 18 Mart Şehitler Gününe ismini veren, Çanakkale Deniz Zaferimiz kutlandı o da "Ey! Şehid oğlu şehid, isteme benden Makber/ Sana ağuşunu açmış duruyor bak Peygamber." diyerek geçti. Böyle kutlu bir gün veya günler için bir paragraf yazan olmadı. Bunlardan başka siteler: Makale-yorum; soru-sorgulama; duyuru-destek ve olursa fikri konular- eleştiri şeklinde yazılı bilgiler, müdavimlerinin eskilerden gelen alışkanlıklarını resimlerle ve slaytlarla unutturmamak, tüm sosyal ve kültürel yaşamımızda olan biteni anlatan muhtelif köşeler gibi emek ve bilgi ürünleri ile hayat bulur ve ayakta kalır. Bunlara ne zaman geçeceğimizi genç arkadaşlardan beklemeye devam edeceğiğm. Çok fazla yazıp sizi alışkanlıklarımızdan alıkoymayayım! Çanakkale'yi geçilmez hale getiren, muzaffer ecdadımızın ruhu şad olsun, Mevla mekanlarını Cennet eylesin. Hepinizin gecesi hayrolsun... | |||
Yazan : Zeynep ÖZKAN Şehir: istanbul Zaman : 18 Mart 2011 Cuma | |||
ÇANAKKALE DESTANI
Bir destan o Altında altın gibi Mehmetcik Bir destan o Bir tarih o Seni aradım Mehmedim Bulamadım seni Sonra ay yıldızda gördüm resmini Bu vatanda okudum ismini Bir destan o, satır satır yazılan Tarihi akıllara kazıyan Bir destan o Bir tarih o Omuz omuza binlerce Mehmet Vahşetin sesi top, tüfek Bir vatanın umudu küçücük mehmet Mehmedin hakkını ödeyemez bu millet Çanakkale destanıydı o 15 yaşında bir destan Daha minicik elleri Dağlar kadar yüreği Yürüdü düşmanın üstüne Minicik ellerinde tüfek Kalbindeki imanı Ğösündeki çelik yelek Şehit onbaşıdan sor Çanakkaleyi Anlatsız sana o vahşeti 270 kiloluk mermiyle Nasıl vurdu kalleşi Son nefes verilmeden Bayrağım yere düşmeden Umudumuz tükenmeden Çanakkle geçilmez Zeynep ÖZKAN Herkese berhaba dört beş ay önce yazdığım şiiri sizlerle paylaşmak istedim İnşallah tüm genclik şehitlerimizi anma gününü şehitlerimize laik bir şekilde gecirmiştir Hicbir şekilde haklarını ödeyemeyeceğimiz şehitlerimizin ruhları icin en azından bir FATİHA okumadan bu günü bitirmeyelim Bütün herkesten şimdiki genclik icin dua istiyorum Kınalı Hasan üsteğmen gelen askerleri kontrol ediyor, bir taraftan da onlarla laflıyordu, “Adın ne? Nerelisin?” gibi sorular soruyordu. Bir ara saçının ortası kızarmış bir çocuk görür. Merakla: — Adın ne senin evladım? der. Asker: — Hasan' diye cevap verir. — Nerelisin? der. Hasan: — Tokat Zile’denim, der. — Peki, evladım bu saçlarının hali ne? Hasan: — Anam cepheye gelirken kına yaktı komutanım, der. — Neden? der komutan. Hasan: — Bilmiyorum komutanım, der: — Peki, gidebilirsin Kınalı Hasan, der. O günden sonra herkes ona Kınalı Hasan der. Herkes kafasındaki kınayla dalga geçer. Kısa sürede cana yakın ve cesur tavırlarıyla tüm arkadaşlarının sevgisini kazanır. Bir gün ailesine mektup yazmak ister. Hasan’ın okuma yazması da yoktur. Arkadaşlarından yardım ister ve hep beraber başlarlar yazmaya. Hasan söyler arkadaşları yazar: “Sevgili anacığım, babacığım ellerinizden öperim. Ben burada çok iyiyim. Beni merak etmeyin” diye başlar. Kız kardeşini kendinden bir küçük erkek kardeşini sorar köyündekilerin burnunda tüttüğünü yazdırır. Kendilerini merak etmemesini kendileri var oldukça düşmanın bir adım bile ilerleyemeyeceğini yazdırır. Gururla mektubu bitirir. Neden sonra aklına gelir ve yazının sonunda anasına not düşer: (Hasan’ın kendisinden hemen sonra askere gelecek bir kardeşi daha vardır) “Anacağım kafama kına yaktın, burada komutanlarım ve arkadaşlarım benimle hep alay etiler. Sakın kardeşim Ahmet'e de yakma. Onunla da alay etmesinler, ellerinden öptüm.” diye bitirir. Aradan zaman geçer. İngilizler kesin netice almak için tüm güçleriyle Gelibolu'ya yüklenirler. Bu cepheyi savunan erlerimiz teker teker şehit düşmüşlerdi. Bunlara takviye olarak giden yedek kuvvetlerde yeterli olmamış onların sayıları da epey azalmıştır. Gelibolu düşmek üzereydi. Kınalı Hasan’ın komutanı da olayı görüyor yerinde duramıyordu. Kendisinin bölüğü henüz sıcak temasa hazır değildi. Onlar yeni gelmişti... Komutanın bu düşünceli halini gören ve durumun vahametini bilen Kınalı Hasan ve arkadaşları komutanlarına yalvara yakara oraya gitmek istediklerini söylerler. Komutanları onları ölüme gönderdiğini bile bile çaresiz gönderir..) Kınalı Hasan’ın bölüğünden kimse sağ kalmaz, hepsi şehit olmuştur. Sıra şehitlerin kimlik tespiti yapılıp köy mezarlığına gömülmesine gelir. Diğer şehitlerle birlikte Hasan’ın da kimlik tespiti için üzeri aranır. Hasan’ın cebinden memleketinden gelen mektup, bir de tamamlanamamış şiir karalaması çıkar. Komutanı buruk ve gözleri dolu dolu, mektubu açıp okumaya başlar. Hasan’ın babası anlatır: “Oğlum Hasan nasılsın, iyi misin, gözlerinden öperim selam ederim. Oğlum öküzü sattık paranın yarısını sana yarısını da cepheye gidecek kardeşine veriyoruz. Şimdi öküzün yerine tarlayı ben sürüyorum, zaten artık zahireye de fazla ihtiyacımız olmadığı için yorulmuyorum da. Siz sakın bizi merak etmeyin, bizi düşünmeyin” der. Sonra, “Hasan ananın da sana diyeceği bir şey var” der. Anası anlatır: “Oğlum Hasan yazmışsın ki kafamdaki kınayla dalga geçtiler, kardeşime de yakma demişsin, kardeşine de yaktım, komutanlarına ve arkadaşlarına söyle senle dalga geçmesinler. Bizde üç şeye kına yakarlar: 1. Gelinlik kıza, gitsin ailesine çocuklarına kurban olsun diye... 2. Kurbanlık koça, Allah'a kurban olsun diye... 3. Askere giden yiğitlerimize, vatana kurban olsun diye... gözlerinden öper selam ederim Allah'a emanet olun...” Tamamlanmamış şiirde de Hasan’ın komutanına vereceği cevap bulunmaktadır. “Anam yakmış kınayı adak diye, Ben bu vatan için kurban doğmuşum. Anamdan Allah’a son bir hediye, Kumandanım ben İsmail doğmuşum…” Mektubu okuyan Hasan’ın komutanı ve diğerleri hıçkıra hıçkıra ağlamaktadırlar bizim bahçe dergisinden alınmıştır EN GÜZEL YAZI BEĞENİLDİ:TEBRİKLER: | |||
![]() | |||
selamlar site çok güzel yeni buldum sanki köye gitmiş gibi oldum.allahın selamı üzerinize olsun.görüşmek dileğiyle | |||
Yazan : kadir aytekin Şehir: çanakkale Zaman : 18 Mart 2011 Cuma | |||
slm olsun muhacir ogullarına ne buu sessizlik bozun artık susmak yakışmıyooo neyse hayırlı günler sizee | |||