Ziyaretçi Defteri


Site AnasayfaMesaj Gönder
     
Yazan : Fuat ÜSTÜNDAĞ Şehir: Belirtilmemiş Zaman : 07 Haziran 2010 Pazartesi  
8 Haziran 2010'da Ankara'ya çağrılanları biliyorsunuz tabi ki? Bunlar 81 ilin inşaat malzemeleri satış temsilcileri.
Bunlarla sözde sorunları görüşülüp hükümete rapor edilecekmiş.
Gazze'ye ısrarla sokulmak istenen gemideki malzemelerin neler olduğunu hatırlıyorsunuz elbette.
İlaç, gıda vs. değil, inşaat malzemesidir.
AKP'nin panikleyerek etraf toplama olayı bir bu değil ki, say say bitmez.
Kılıçdaroğlu CHP'sinin yarattığı paniğin boyutu çok büyük. AKP, bastığı zeminin ayağının altından kaymaya başladığını hissetmiş olacak ki, bu defa bir başka türlü ürktüler ki, 81 il yetmedi, uluslararası çağrılar yapmaya başladılar.
Başta Hamas olmak üzere, tüm radikal islamcı terör örgütlerini yardıma çağırıyorlar.
AKP'nin elinde ki kan, tehlikeli sulara gönderip ölümlerine sebep olduğu insanların kanı kadar, bir sürü şehit kanıda, faili meçhullerin kanı da vardır.
TBMM'de İsrail'i kınayan deklarasyonu imzalamakta bile zorlanan AKP, 140 büyükelçi, 81 vali, 81 emniyet müdürü, 181 hırdavatçıyı da, Ankara'ya çağırsa panikleri yatışacak gibi değil.
Huzuru radikal islami terör örgütlerinin, Hamas'ın, Hizbullah'ın, El Kaide'nin kucağında aradıkları müddetçe.
Hadi hayırlısı!
     
     
Yazan : Gökhan GÜNEY Şehir: Ankara Zaman : 07 Haziran 2010 Pazartesi  
Siyasal hükümetin Komşularımızla sıfır bir politikası sos vermeye başlamıştır. Son aylarda İran ile Bati ülkeleri arasındaki arabuluculuk bir çok ülkeden tepki alıyor. Türkiye , ilişkileri Ermenistanla imzalanan protokaller sonucu aramız iyice açıldı ve ilişkilermiz gerildi.Şimdi İsrail ile Gzzeye yardım götüren Marmara gemisine uluslar arası suda saldırıldı bir çok vatandaşımız hayatını kaybetti. İsrail üstelik gemiyi de hapsetti Türkiye İsrail ilişkileri onarılması zor bir duruma girdi.Tam bu sırada İskenderun Deniz üssüne roketatarlı saldırlarda bulunuldu PKK bu saldırıyla moral ve cesaret buldu.;Komşularımızla sıfır sorun politikası komşularla sorunların tırmanmasına,Türkiyenin Ortadoğudaki savaş cehenneminin ortasına doğru sürklenmesine ve iç istikrarın bozulmasına yol açmış gözüküyor.Türkiye Ortadoğuda lider oldu gibi Şahsi dış politika anlayışları Türkiyenin sadece dış istikrarını değil iç politikasında da çelişkiler doğurmaktadır.Türkiyenin İsrail ile olan ilişkilerimizde Türk Yahudi cemaatlerini oturtması son derece yanlıştır.Hele onlar üzerinden tehditler yapılmasıda hoş bir görüntü olmasa gerek.Bütün bu yaşananlar karşısında tepkiler doğaldır ve yapılması gerekir. Ancak bu tepkileri istismar edenlerde yok değildir. Ülkemizde yaşayan bütün azınlıklar gibi Yahudilerde Türkiyenin toplumsal ve kültürel zenginliklerimizdir. Ayrıca onlarla iyi geçinmek bizim bir demokrasi aşığı olduğumuzun gösteresi değilmi? Öyleyse bu da bizim övünç kaynağımızın temel noktasıdır. İsralin saldırıları karşısında ülkemizde yaşayan Yahudileri korumak ve kollamak Türkiye'nin insanlık ve uyugarlık ve demokrasi görevleri arasındadır .Aslında İsrail insanlığı vurmuştur.Selam ve sevgiler
Not.Olaylara ilişkin ek katkı sunmayı amaçladım .
     
     
Yazan : Fuat ÜSTÜNDAĞ Şehir: Belirtilmemiş Zaman : 07 Haziran 2010 Pazartesi  
SECDEYE KAPANIRSA
Bir gün Hoca yol üstü bir hana inmiş. Nuh Nebi'den mi kalmış Kaalubela'dan mı? Her ne ise.. Her tarafı delik deşik olmuş; adeta çökmeyen bir başı kalmış. Hoca'nın yüreğine bir korkudur düşmüş fakat ne desin? Nihayet bir söz arasında:
"Yahu bu senin tavan da ne kadar gıcırdıyor be beşik mi mübarek!" diyecek olmuş olmasına da hancı baba hiç oralı olmamış; sözü şakaya boğarak;
"Ağzını hayra aç Hoca bu gıcırtı beşik gıcırtısı değil; tavan tahtaları Hak'ka tesbih
çekiyor!" demiş.
Hoca'nın kozu küllenir mi? Gözlerini hancının gözüne dikerek;
"Peki ama demiş; ya bu tavan böyle tesbih çeke çeke aşka gelip de secdeye kapanırsa bizim halimiz nice olacak!"

Herşey gönlünüzce olsun.
     
     
Yazan : Gökhan GÜNEY Şehir: ankara Zaman : 06 Haziran 2010 Pazar  
FIRSAT

Köylü kızının hamile olduğunu anladı.sorup soruşturduktan sonra köyün ağasına gitti:
-Ağam,senin oğlan bizim kızı ikide bir samanlığa götürüyormuş,haberin varmı?
-Biliyorum.
-Kız altı aylık gebe.Onuda bilyormusun?
-Biliyorum.
-Bizim köyün töresinde bunu kan temizler ağam.
-Şimdi para temizliyor!
-Nasıl yani
-Seninki kız doğurursa iki milyon,oğlan doğurursa dört milyon veririm.
Köylünün gözleri faltaşı gibi açıldı.Azıcık düşündükten sonra:
-Ağam,dedi,bir kaza filan olurda çocuk düşer müşerse,yeniden gebe kalması için bir fırsat daha verirmisin ?yorum sizlerindir
selam ve sevgiler..!
     
     
Yazan : Gökhan GÜNEY Şehir: Ankara Zaman : 05 Haziran 2010 Cumartesi  
ÖRGÜTSEL BAĞLAMINDA CHP
Atatürk Cumhuriyet halk partisini kurarak devletin bütün organlarını güvence altına toplamak istemiştir.
Siyasal partiler halk adına bürokrasiyi denetleme görevlerini de üstlenirler.CHP.nin 33.cü olağan kurultayından sonra değişim yaşandıysa bu değişim sadece isimlerle ilgili sınırlı olmamalıdır. İl,ilçe ve CHP merkezlerinde, bütün yörelerde örgütlenme çalışmaları aralıksız olarak sürdürülmeli, kırsal yörelerimzide Anadolu'da tavandan tabana kadar örgütlenmelidir,gençlik ve kadın örgütleri kucaklanmalı, sosyal demokrat bir akademi kurulmalıdır ve ülke genelinde bu konularda kampanyalar düzenlenmelidir halkımızın CHP'ye her zamankinden daha çok ihtiyacı vardır.
Herşeyden önce parti içi demokrasinin giderilmesi güçlendirilmesi, parti tüzüğünün ,seçim ve siyasi partiler yasasının değiştirilmesi,temel ve vazgeçilmez görevler olmalıdır. Yani kısacası insan ve yaşam odaklı bir örgütlenmeyi hayat'a geçirilmelidir. Madem ki emeğin ve emek ağırlıklı siyasal bir partidir öyleyse yüzünü,yolunu sosyal demokrasinin doğal tabanı olan kitlelere dönmeli ve onları kucaklamalı. Her türlü değişim ve umut vaad etmelidir.Bütün bu ön görüler CHP' nin hareket ufkunu acaçak ve proğramı gereği olarak yoksul ve dar gelirli kitlelere ulaşılması kolaylaşacaktır. Muhalefetin görevi muhalefet etmek,eleştirilerde bulunmak olarak görülmemelidir. Çözüm projeleri ortaya koymalı ve desteklenmelidir. Uluslar arası ilişkiler çok boyutlu olarak geliştirilmeli,soyalist ve Sosyal Demokrat partilerin proğramlarından deneyimlerinden dersler çıkarılmalı, insanımıza,hakça paylaşım hedefleri koymalıdır. Sol partilere sahip çıkılmalı, ve onlarla organik bağlar kurulmalıdır. Sonuç olarak üretken bir CHP yaratmak olmalıdır.
DEĞERLİ BULANIKLILAR: CHP ile ilgili yazmış olduğum sadece beni bağlamaktadır herkesin kendine göre bir siyasi görüşü vardır bendende bunlara saygı göstermek düşer amacım sadece evrensel dünya görüşlerimiz ekseninde siyasal güç olan CHP hakkındaki görüş ve düşüncelerimi sizlerle paylaşmaktır kimse bir pay çıkarmasın..Selam ve Sevgilerimle..
     
     
Yazan : Gökhan GÜNEY Şehir: Ankara Zaman : 04 Haziran 2010 Cuma  
CHP NEREYE ?

Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkan seçilmlesiyle;CHP bir rüzgar yakalamıştır.Tıkanan Türk siyasal yaşamının, önünü açmıştır. CHP'de kurultay sonrası görünen o ki yeni bir dönemin başlangıcı sayılması.CHP laik demokratik Cumhuriyet ilkelerinin savunucusu ve vazgaçilmezidir ve kurucusu olan bir köklü siyasal partidir. CHP.14 mayıs 1950'de gerçekleştirilen demokratik devriminin en sağlam direğidir. CHP.1961 Anayasasının yapılmasında öremli derecede rol oynamıştır. 1961-1965 geçiş dönemlerinde CHP ve onun lideri rahmetle anıyorum. İsmetpaşa demokrasinin gelişmesi güçlenmesi noktasında çok önemli roller üstlenştir.Müdahalelerin önlenmesi Türkiye'nin demokratikleşmesinde oynadığı roller bu günkü siyasal yaşamımızdaki çalkantılara verilecek önemli derslerdir.
CHP, 1969-1980 döneminde Türk siyasal yaşamımızın vazgeçilmezi olan sosyal Demokratik bir partinin ve onun proğramlarının oluşması mücadelesini başarıyla vermiştir..Sol bir parti ve Sosyal düşüncenin etkin olduğu dönemde gerçekleşmiş ve en önemliside" emeğin en yüce değer olduğu" ilkesi parti proğramına girmiştir.
CHP 12 Mart,12 Eylül darbelerinin asıl mağdurudur,Bu dönemde sendikalar askıya alınmış siyasi partilerle organık bağlar koparılmıştır Partiler topal ördek misalı ağır aksak yürümüşlerdir. İlki tutucu,ikincisi ise "karşı devrim" olarak yapılmıştır. Ve CHP hedef olarak seçilmiştir 12 Eylül Askeri darbesi sonucu kapatılan CHP 1992'de tekrar siyasal yaşama dönebilmiştir.
Özellikle 2007 genel seçimlerden sonra AKP nin ters düşen politikalarına ;CHP ve onun Genel başkanı Deniz Baykal büyük bir savaş vermiştir..AKP 3 ayda bir örgütsel toplantı yaparak organik bağlarını güçlendiriyor ne yazık üzülerek söylemek isterim ki Baykal ve ekibi bu gibi örgütsel etkinliklere sıcak bakmamıştır. Bu nedenledir ki her geçen gün halkla olan bağları zayıflamış ve kopma noktasına gelinmiştir. Böylece sadece Atatürk ilkelerini savunmada kalan bir siyasal yapıya dönüşmüştür.
Ne yapmalıyız;
CHP halka dayalı bir politikanın izlencesi olmalıdır.Ekonomik ve toplumsal sorunların,işsizlik gelir dağılımındaki adaletsizlikler ve bunların çözümlerinin izlencesi ve takipcisi olmalıdır. Bütün bu konuları halka açık bir dille halkın ayağına giderek işsizler,çalışanlar,emekçiler kırsal tarım kesimi,esnaf ve dar gelirliler emekçiler gibi sosyal güvencelerden yoksun yurttaşlarımızla bire bir görüşmeli ve anlatmalıdırlar. Türkiye'de siyasetin kişi merkezlli yapıldığı biliniyor.Siyaset genel başkanların tekelindedir.Küreselleşme ile birlikte ekonomide daha rekabetçi unsurlar egemendir. Bu ortamda siyasetin genel başkanların tekelinde olmaları çelişkili bir durum değilmi?.Selam ve sevgilerimle...
     
Sayfalar: Birinci<<< 26 27 28 29 30 31 32 33 >>>

en iyi açık parfüm | açık parfüm | Parfüm | indir