Ziyaretçi Defteri


Site AnasayfaMesaj Gönder
     
Yazan : YÖNETİM Şehir: Belirtilmemiş Zaman : 20 Haziran 2010 Pazar  
SAYIN ŞAHİN, PİŞKİNLİĞİN BU KADARINA DA PES DOĞRUSU!!!
Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin’in Genel Kurmay Başkanından hesap soran açıklaması adeta kanımı dondurdu. Ya da şöyle demek daha doğru olur, kanımı beynime sıçrattı. Bu ne cürettir. Açıklamasına bir şehit babasının yakarışını da ekleyerek soruyor bu hesabı. O şehit babası ne demiş:
“Biz koskoca bir devletiz, koskoca ordumuz var, birkaç çapulcu üzerinde neden etkili olamıyoruz, bunları susturamıyoruz”
Bakın o şehit babası “bizim koskoca bir ordumuz var” demeden önce, “bizim koskoca bir devletimiz var” demiş. Peki, Mehmet Ali Şahin bu yakarıştaki devlet olgusunu atlayıp, ordudan hesap sormaya kalkmasını nasıl izah edecek acaba. Terörle mücadele yasasını çıkaranlar kendileri, orduyu yıpratıp, generalleri tutuklayanlar kendileri, PKK’yı dağdan indirip şehre salanlar kendileri, PKK hamilerine abi diyenler kendileri. Terörist başının hücresini 5 yıldızlı otel odasına çevirenler kendileri. ABD’den icazet almadan orduya saldırı emri veremeyenler kendileri. Peki, şimdi hangi yüzle ordudan hesap soruyor bu Meclis Başkanı…
Yine aynı Meclis Başkanı diyor ki:
Terör örgütünün arkasında artık kimlerinin bulunduğunun apaçık ortada olduğunu ifade ediyor. “Birtakım dış güçlerin taşeronluğunu yapmaktadırlar”. Diyor. “Terörle mücadelede kişi veya kurum kim yetkiliyse Çorumlu babanın yakarışını tatmin etmek zorundadır. Ben bunu kamuoyu adına istiyorum.” Diyor.
İşte buna katılıyorum Sayın şahin. Çünkü hükümetimizin de arkasında olanlar o terör örgütünün de arkasındadır. O teröristler gibi maalesef hükümetimizde o dış güçlerin taşeronluğunu yapmaktadır. O halde bu sorulacak hesabın muhatabı da hükümet olmalıdır.
Bu nasıl bir çelişkidir ki bu gün PKK’yı taşeronluklarını yapmakla suçladıkları ülkenin madalyasını taşıyor Başbakanımız. Taşeronluğunu yaptığı ima edilen ülkelerden icazet alıyor hükümetimiz.
Tıpkı bende Meclis Başkanı gibi, Terörle mücadelede kişi veya kurum kim yetkiliyse hesap vermelidir diyorum. Fakat bir değişiklik yapıyorum. Genel Kurmay Başkanlığı bunun hesabını sorumlulardan sormalıdır diyorum. Meclis Başkanın es geçtiği devlet adına hükümetten sormalıdır bu hesap diyorum…
Van’da şehitler için düzenlenen törene katılan devlet erkânının içinde çok derinlerde olsa da ince bir sızı var mı acaba. Bu dökülen kanda bizim de vebalimiz var diye düşünüyorlar mı acaba. Bir an bile olsun bunu akıllarına getiriyorlar mı dersiniz?
Genel Kurmay Başkanı ve Başbakan yan yana duruyor bu törende. Birisi pahalı marka gözlüğünün arkasında saklamış bakışlarını, diğeri ise hükümetin omuzlarına yüklediği ağır vebalin ezikliğini taşıyor bakışlarında.
Ateş düştüğü yeri yaktı. Şimdi arkalarından şahısların kendilerine rant çıkarma dönemi başladı. Kim daha çarpıcı konuştu. Kim daha çok vatandaşın hissiyatına hitap etti bunun yarışı başladı. Tabii ki yine en büyük paye hatip Başbakana ait alacaktır.
Netice olarak, Şahin hesap soracak, vatandaş isyan edecek, asker savaşacak, Mehmetçik şehit olacak, terör ise taşeronluğunu yaptığı devletlerin eliyle Türkiye’yi kaosa sürüklemeye devam edecek.
Ya Başbakan ne yapacak? Konuşacak, konuşacak, konuşacak…
Vatandaş artık bu konuşmayı daha ne kadar dinleyecek, damarlarında ki asil kana ne zaman dönecek ve güvenecek. Bu konuşmalar, Ordumuz kanla irfanla kurulan bu cumhuriyetin ölmez nigahbanı (bekçisi) olduğunu Hükümete hatırlatıncaya dek devam edecektir. Umarım bu hatırlatma çok vakit kaybetmeden gerçekleştirilir. Zira karşımızdakiler o kadar sinsi ve kurnaz ki Şahinin bu hesap soran ifadesi bile doğrudan TSK’ni suçlamaktadır.
Çok dikkatli olmalıyız, çok uyanık durmalıyız. Gerçekleri çok başka basit konularla kapatmaya çalışmamalıyız… Bu bir savaştır ve savaşta yapılması gereken neyse onu yapmalıyız.
Ayla Berkin
20.06.2010
     
     
Yazan : Gökhan GÜNEY Şehir: Ankara Zaman : 20 Haziran 2010 Pazar  
Bir kurt-kuzu öyküsü
Kurt kuzuya parlamış: Seni yiyeceğim!
Kuzu şaşkın şaşkın bakıp sormuş:
Neden, ne yaptım ben sana?
Suyumu bulandırıyorsun!
Nasıl olur, sen akarsuyun üst kısmındasın ben altında. Asıl sen benim suyumu bulandırıyorsun.
Kurt, gözlerini kararlı bir biçimde kuzuya dikmiş:
Olsun, yine de seni yiyeceğim.
Kurt kuzuyu yeme kararını vermiş bir kere; suyun bulanması bahane...
yorum sizindir sevgili Bulanıklılar
     
     
Yazan : Gökhan GÜNEY Şehir: Ankara Zaman : 19 Haziran 2010 Cumartesi  
Acı haber Hakkari'den geldi. Hakkari Şemdinli'de gerçekleştirilen saldırıda 8 asker şehit oldu birkaç saat sonra acı bir haber daha geldi.PKK'nın yola döşediği mayının infilak etmesi sonucu 2 askerimiz daha şehit oldu.
14 asker yaralandı.şehit olan askerlerimize rahmet Yaralanan askerlerimize acil şifalar, ailelerine ve ulusumuza sabırlar diliyorum.
     
     
Yazan : Fuat Üstündağ Şehir: Belirtilmemiş Zaman : 18 Haziran 2010 Cuma  
UNUTMADIM
Dilimde Bulanık adı
Unutamam unutmadım.
Tandırda paçanın tadı
Ne güzeldi unutmadım.

Hamur tekne de şişerdi
Sac üstü ekmek pişerdi.
Sıcakken yağlar yenirdi
O günleri unutmadım.

Cincarla kuzu kulağı
Birde evelik yaprağı.
Yakılırdı gaz ocağı
O günleri unutmadım.

Yedikçe beslerdi canı
Tere yağ kaymak ayranı
Beslerdik evcil hayvanı
Hep aklımda unutmadım.

Erişte nin pilavını
Ekşi pestil hoşafını.
Koyun peyniri tadını
Unutamam unutmadım.

Soğanla şor karmasını
Lahanın sarmasını.
Kesme ayran çorbasını
Çok severdim unutmadım.

Ekmek aşı un helvası
Çok yedik hörre çorbası.
Güzeldi ğalvir ğurması
Onları hiç unutmadım.

Turnayı hacı leyleği
Kenger ile eveliği
Tuza banarak yemliği
Yediğimi unutmadım.

Cağı, gulliği gaşgozu
Harmanda samanın tozu
Saçaklardan sarkan buzu
Yıllar geçti unutmadım.

Yaylalarda kuşburnundan
Az mı yedim aluçundan
Şorgöl kavun karpuzundan
Yediğimi unutmadım.
Fuat Üstündağ
     
     
Yazan : Gökhan GÜNEY Şehir: ANKARA Zaman : 18 Haziran 2010 Cuma  
TEHLİKELİ BİR YAKLAŞIM
Anayasa raportörü Osman Can'ın Anayasa mahkemesinin kararını dinlememe çağrısı tam bir saçmalık olara değerlendiriliyor."Antrew Arota:Göre Anayasa mahkemesi yapılan Anayasa değişikliklerini kısmen yada tümüyle iptal etme yetkisine sahiptir . Canın söylediği büyük bir saçmalık olduğu kadar, aynı zamanda çok tehlikeli bir öneridir.Anayasa mahkemesi yapılan anayasa değişikliklerinin kısmen veya tamamen iptal etme yetkisine sahiptir. Yazdığım bir makalede anayasa mahkemesinin üç maddesinde yapılan değişikliğin iptal edilmesi gerektiğini, bunun hukuk devleti ilkelerine aykırı olduğunu belirtmiştim .Bu maddelerden bir tanesi zaten meclisten geçmedi.Diğer iki maddenin iptal edilmesi gerekir". "Osman Canın söylediği ise Anyasa mahkemesini tehlikeli bir Anayasa ihtilafının ortasına çekmektedir bu ayrıca çok tehlikeli bir durumdur" çünkü yapılan değişkliklere tek yönlü ve çoğunlukçu hakimiyete yönelik olup,Anayasa mahkemesi bu hukuk dışı değişiklikler ve anayasayı temelden değiştiren trasformmasyonlar konusunda tek garantidir Hükümetin" "Can'ın önerisine uyduğu taktirde polis,ordu ve idari erk arasında uyumsuzluklar çıkacağını bununda tehlikeli bir gelişmeye yol açacağını ordunu hükümeti tanımayacağı durumuyla karşı karşıya geleceğini yazmıştır".Böylelikle bir raportör dokuz yargıca karşı ve bu konuda bakınız Emre Kongar ne diyor"Demokratik,laik Sosyal hutkuk devleti olan Türkiye Cumhuruiyetinde Anayasal rejimin
koruyucusu kim?
Meclismi?
Hükümetmi?
Muhalefetmi?
Yargımı?
Sivil bürokrasimi?
Askeri bürükrosimi?
Medyamı?
Üniversitelermi?
Sivil toplum kuruluşlarımı?"
Demokratik rejim için kime güvenelim. Yoksa Anayasa rapörtörü Osman Canamı ?
2010 Tarkiye'sinde Yargıtay,Danıştıy Anayasa mahkemesi. Gibi yüksek yargı organlarının yanındamı ? yoksa karşsındamı ? .Vicdanın ve bilincin varsa tabi..!
Kalın sağlıcakla...
     
     
Yazan : Gökhan GÜNEY Şehir: ANKARA Zaman : 15 Haziran 2010 Sali  
ÜNİVERSİTE'YE GİRİŞ SINAV KABUSU

Türkiye'nin eğitim alanındaki en büyük sorunlarından bir tanesi üniversiteye giriş sınav sistemidir. Otoritelerce üniversiteye hazırlık, soruların içeriği ve uygulama şekli yerli yerinde gösterilmektedir. Ancak yığılmalar bir türlü azalmıyor veya azaltılmıyor. Tersine çoğalarak devam ediyor. Bu da toplumsal sorunların ortaya çıkışına zemin hazırlamaktadır. Sınav sonrası belirsizlik, gençlerin yaşamlarında ruhsal dengelerini de olumsuz yönde etkilemektedir. Daha da önemlisi sınav öncesi öğrenci kapasitelerinin sağlıklı değerlendirilmeyişi, aşırı beklentiler ve ailelerin hatalarının farkında olmayışı, kazanamama korkusu da eklenince ister istemez olumsuzluklar ortaya çıkmaktadır. Böylece ülkemizdeki sınavın bir eleme yöntemi olduğu ortaya çıkmaktadır. Yöremizin tabiriyle buğdayı samandan ayıran şadara isimli kalbur gibi öğrencilerimiz elenmektedir.
Her gencin umudu üniversiteye girmek ve kazanmaktır. Devlet okullarından üniversite sınavında istenen başarı elde edilemeyince özel okullar ve dershaneler devreye girmektedir. Bu kez de parası olan başarıyor. Parası olmayan dar gelirli aile çocukları başarısız olabiliyor. Böylece farklı eğitim düzeyine sahip öğrenciler aynı sınavda ter döküyor. Bu da pek çok sayıda öğrenci için sınav maratonunun hüsranla sonuçlanması anlamına geliyor. Gençlerimiz topluma küsmektedir. Ülke olarak amacımız geleceğin kuşaklarını topluma küskün bireyler olarak yetiştirmek olmamaktır. Gençlerimizin ergenlik dönemi sorunlarına bir de üniversite sınavı eklenmektedir. Sınav hayatlarının dönüm noktası olarak gösterilmektedir ve bu durum gençlik dönemi sorunlarının bir yumağa dönüşmesiyle sonuçlanıyor. Gençlerimizin kendine olan güveni yok olmaktadır. Zeka başarı için sadece ön koşuldur ve iyi bir eğitim, ilgi, uygun çalışma ortamı, çalışma yöntemlerinin bilinmesi ve motivasyon gibi diğer faktörlerle de desteklenmelidir.
Sonuç olarak ilköğretimden başlayarak yitirilen zaman, harcanan paralar, milyonlarca öğrenci ve ailelerinin çektiği sıkıntılar üniversite sınav sisteminin ayrılmaz bir parçası. Bu süreçte aradan sıyrılabilen devlet okulu öğrencilerimiz kendini kurtarsa da büyük çoğunluk acı gerçekle yüz yüze geliyor. Aile ve devlete bu konuda önemli görevler düşmektedir. Okulların eğitim düzeyi olarak eşit olması ve ailelerinde çocuklarına bu yolda gösterecekleri her türlü destek çok önemlidir
Sınava katılan gençlere şanslar diliyorum.
     
Sayfalar: Birinci<<< 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 >>>

en iyi açık parfüm | açık parfüm | Parfüm | indir