Yazan : giyas demokrat Şehir: menemen Zaman : 16 Ekim 2010 Cumartesi | |||
Merhabalar
..
Bu günlerde pekte işim sıkı değil, yeterli zamanım var, pek kahvehanelere gitme alışkanlığım da yok. Bolca tanıdık, bildik sitelere giriyorum, yazılan yazıları ve her türden günlük gazeteleri okuyorum. Bu yazılar, makaleleri okudukça beni yazı yazmaya tetikliyor. Öncelikle Gökhan hocanın, Kutbettin hocanın, son yazıları yine takdirlik yazılar. Türbanla ilgili araştırmanız ve onu bizlerle paylaştığınız için teşekkürler, elinize sağlık. Kapanma ve türbanla ilgili sizin aktarmış olduğunuz bilgileri. Müslüman aleminin yüzde sekseni bu bilgileri biliyorlar paylaşıyorlar. Birilerine bu bilgileri ispat etmek gibi bir zorunluluğumuz olmasa gerek, Hele hele ????? Ben de sizlerin yazmış olduğunuz. Türbanla ilgili yazınıza Farklı bir çerçeveden katkı da bulunmak amacıyla; Ve aynı zaman da 8 yıldır tartışılan fakat bir türlü netleşmeyen türban meselesinin siyasi yönden, Biraz irdelemek, sorgulamak gerekir diyerek. Annem de örterdi saçını, oyalı yazması ile etrafı örülmüş salkım saçaklı üzüm motifli, renkli Küçücük boncuktan, Beyaz oyalı leçeği yazması ile bir güzel görünürdü etrafına gökçe annem, Bu adetti, gelenekti eskiden beri, her gelin kızın kat kat yazması olurdu, çeyiz sandığın da Şartı da yoktu istedikleri gibi örterlerdi saçlarını, Gide gide o beyaz leçek renklendi, bezi kumaşı, kalitesi değişti, adı da değişti Türban oldu. Görevi de değişti; siyasi İslama, siyaset malzemesi oldu. Türban, 1980 sonrası devlet eliyle geliştirilen milliyetçi muhafazakâr iklimin bir ürünü olarak yeşermiştir, Mahallelerde kendisini muhalif olarak tanımlayan İslamcı örgütlenmelerin tahakkümüyle gelişmiştir. Siyasi İslam kendi hegemonya alanını genişletmek için türbanı tüm Müslüman ülkelerde ve diğer ülkelerde, Avrupa da bir araç olarak kullanmıştır. AKP iktidarı "mağdur" olduk konuşmaları ile iktidarda yeniden üretilmiş, tüm baskıcı-otoriter uygulamalar türban mağduriyetiyle örtülmeye çalışılmıştır. Türban bir araç olmuştur. AKP için . Yani mesele bir kılık kıyafet yasağı meselesi değildir. Zaten fiilen serbest olan, hatta bir genelge ili çözülebilecek meseleyi geçtiğimiz dönemde anayasa konusu haline getiren AKPnin derdinin bundan bir siyasal rant elde etmek olduğu ortadadır. Örneğin bireysel özgürlükten dem vurup, türbandan ve kadınların kendilerince özgürlüklerinden söz ediyorlar, aslında tam tersi daha fazla kadının siyasi İslama teslimiyetinden dem vuruyorlardır. Türbandan dolayı kadınlara yönelik bireysel özgürlüklerden söz ederken zorunlu din derslerinde ısrarcılıklarıyla özgürlükten neyi anladıkları ya da kime ve kim için özgürlük istedikleri anlaşılmaktadır. Bunlara Pabucum un özgürlükçüleri denir.. Sorarsanız dinde zorlama yoktur. Uygulamaya gelince zorlamanın Alasını görürsünüz. Oysa yasak ile zorlamanın arasında bir fark var mıdır? Yasak ne kadar demokrasi dışı bir tutumsa, zorlamada o kadar demokrasi dışıdır. Türbanda özgürlükçü, zorunlu din dersinde zorba ..??????? Sonuç olarak; Türban siyasal İslam açısından önemli bir hegemonya alnıdır. Basit bir giyim kuşam hakkı olarak görülemez. YÖK'ün çözüm diye sunduğu şey ise eşitsiz olarak üniversitelerde, Muhafazakar iklimin geliştirilmesidir. Bilimsel ve gerçekten özgür bir üniversite ortamı yaratılmadan ortaya konan bu sözde özgürlükçü çabalar özgürlükçülük kapsamında ele alınamaz, ancak gerici siyasi hegemonya kapsamında görülebilir. Türban bugünkü muhafazakâr baskının ve bu doğrultudaki toplum projesinin bir simgesi haline gelmiştir. Bu projeye karşı çıkılmadan özgürlükçülükten ve demokratlıktan söz edilemez. Yani biz hâlâ daha özgürlükçüyüz. Emekten, halktan yana, özgürlüğün, demokrasinin olacağı, anı günü görmek umuduyla Sevgilerimle | |||
Yazan : GÖKHAN GÜNEY Şehir: ANKARA Zaman : 16 Ekim 2010 Cumartesi | |||
PENCERE VE AYNA
Çok zengin ama cimri bir adam, Bir bilgeden öğüt aymak istedi. Bilge onu pencerenin yanına götürüp sordu: pencereye baktığında ne görüyorsun? yoldan gelip geçen insanlar görüyorum.Birde yolnu kenarında oturmuş dilenen Fakir bir adam var. Bilge elinde büyük bir aynayla döndü ve sordu: Bu aynada ne görüyorsunuz? Kendimi. Yani artık başkalarını görmüyorsun dedi bilge şöyle sürdürdü: Pencere de aynada camdan yapılmıştır.:Ama ayna cam üstüne incecik bir gümüş tabakası kaplandığı için,ona baktığında kendinden başkasını göremiyorsun.İnsan kalbide cam gibi aslında şeffahtır.,başkalarını görmemize engel değil vesile olur. Ama ne zaman ki altın gümüş gibi süsleriyle kalbimizi kaplarsak o zaman sadece kendimizi görürüz.Yapman gereken şey kalbini temizlemek. Yorum sizin.Hoşça kalın,dostça kalın! | |||
Yazan : Gökhan GÜNEY Şehir: ANKARA Zaman : 15 Ekim 2010 Cuma | |||
ORADA DOSTLUK
Büyük küçük bir arada Ne güzeldi orda dostluk Battallardan gandılara Ne güzeldi orda dostluk Birisi düşünce dara Koşardı zengin fukara Feyzullahtan Gandılara Ne güzeldi orda dostluk Çerkez, Tatar ve Gürcüsü Alevi, Şii, Sünnüsü Şehirlisi ve köylüsü Ne güzeldi orda dostluk Çare bulunur dertlere Su serpilir yürekler Emirlerden şiyelere Ne güzeldi orda dostluk Bir arada geçinirdi Akıllı ile delisi Dambatlısı Azerisi Ne güzeldi orda dostluk Karşıydılar kötülüğe Yalnız yer vardı sevgiye Benderlerden İsa beye Ne güzeldi orda dostluk Düşündüler geleceği Onlar çektiler çileyi Yaşlısı ağası beyi Ne güzeldi orda dostluk Kavga olsa ara sıra O an sarılırdı yara İskenderken ayvazlara Ne güzeldi orda dostluk Gelen bütün yabancıyı El üstünde tutarlardı Örnek bir insanlık vardı Ne güzeldi orda dostluk Koşarlardı evden eve Çoğumuza onlar ebe Tamam hala gude nene Ne güzeldi orda dostluk Böyle candan bir sevgiyi Bulamazsın hiçbir yerde İyi günde kötü günde Ne güzeldi orda dostluk Paylaşılır alın teri Olunca kötü günleri Muhaciri yerlileri Ne güzeldi orda dostluk Yaşamayanlar hiç bilmez O günler bir daha gelmez Sabrim yazmak ile bitmez Ne güzeldi orda dostluk Güler yüzlü zembil hala Giderdi zor doğumlara Gülmemet ten alıyarlara Ne güzeldi orda Dostluk Lazı kürdü arabı Posoflu Akıskalısı Muşlu vanlı bitlisi Ne güzeldi orda dostluk Karşıydılar kötülüğü Yalnız yer vardı sevgiye Benderlerden isa kişiye Ne güzeldi orda dostluk BU ŞİİR SEVGİLİ KARDEŞİMİZ SABRİ HACAN'A AİTTİR. bulaniktutkusu.com SİTESİNDEN alıntıdır. PAYLAŞMAK İSTEDİM YÜREYİNE SAĞLIK DİYELİM. KENDİSİNİN RAHATSIZ OLDUĞUNU ÖĞRENDİM ACİL ŞİFALAR DİLİYORUM. | |||
Yazan : Gökhan GÜNEY Şehir: ANKARA Zaman : 15 Ekim 2010 Cuma | |||
SIDIK SIDDIKİYE
BABAMIN ADINI İSMİYLE SANAL ORTAMDA TELEFFÜZ ETMENİZE ŞAŞIRMADIM.ÇÜNKÜ ULUSAL KURTULUŞ SAVAŞIMIZIN MİLLETŞARKIŞI YAZARI OLAN TEVFİK FİKRET'E DE KÜFÜR ETMİŞTİNİZ. İŞTE TAM BURADA SİZ KOVMUŞTUM SİTEMDEN HATIRLARSINIZ ÖLEN RAHMETLİLERİ İSMİYLE SÖYLEYECEK KADAR EDEP VE TERBİYEDEN,AHLAK VE SAYGIDAN HABERİNİZ YOKSA İNSANLIKTANDA YOKSUNSUNUZ DEMEKTİR. MÜSLÜMAN OLAN BİR KİŞİ ÖLÜLERİN ARKASINDAN KONUŞURSA ONUN MÜSLÜMANLIĞINDAN ŞÜPHE EDİLİR SOR SERDAR KOSTA'YA ADMİNLERE SOR BABAMIZIN ANALARIMZIN SANAL ORATMALARDA NE İŞİ VAR SİTELERİMİZİ BİZE SÖVESİNİZ DİYEMİ KURDUK BE NANKÖR İNSAN DİN İMANDAN HABERSİZ AYMAZ.YA ÖZÜR DİLERSİNİZ YADA İKİ ELİM YAKANIZDADIR.BİLESİNİZ. | |||
Yazan : Gökhan GÜNEY Şehir: ANKARA Zaman : 14 Ekim 2010 Persembe | |||
TAZİYE:
ZİYAETTİN POLAT'IN HAKKIN RAHMETİNE KAVUŞTUĞUNU ÖĞRENDİM AİLESİ VEYAKINLARINA TAZİYELERİMİ SUNAR .MERHUMA RAHMET DİLİYORUM. | |||
Yazan : M. Emin ŞAHİN Şehir: Ankara Zaman : 14 Ekim 2010 Persembe | |||
İYİ Kİ VARSINIZ
Hakaret, kendi görüş ve düşüncelerini dayatma tecrübesini taaa... milli şef dönemlerinden buyana devam ettiren ve son zamanlarda da devam ettirebilmek için kendini paralayanlar İYİ Kİ VARSINIZ! Sizler varoldukça küfrettiklerinizin varlıklarını daha da şiddetli bir şekilde tüm hücrelerinizde hissedeceksiniz. Sizler hakaret ve galiz küfürlerinizle yangına bol bol odun taşıyarak, kimselerin akılcığından bile geçimedikleri ve hatta kendileri rüyalarında görseler HAYRA yormayacak kişileri en beklemedikleri makam, mevkilere taşıyarak bizatihi bölücülük ve o çok sevdiğiniz, tarifini herbirinizin farklı yaptığı, LAİKLĞİN çivilerini birer birer sökerek hor ve hakir gördüklerinize hizmetlerinizin devamı için İYİ Kİ VARSINIZ... Nevi-i şahsınıza münhasır aydınlanmanızın karanlıklarına gömülerek "kargadan başka kuş kendinizden başka akıllı baş" göremeyen zavallılar İYİ Kİ VARSINIZ.... Boyuna bosuna, ilmine irfanına bakmadan insanların İNANÇ ve İMANlarına yön vermeye kalkışan kara cahiller İYİ Kİ VARSINIZ.... Okuduğunu anlama, baktığını görma zoluğu çekenler İYİ Kİ VARSINIZ.... Düne kadar bıkmadan usanmadan kendi elceğizlerinizle (haşa) yarattığınız canavarlarınız sizlerin tatlı canlarını yakmaya, arka bahçelerinizde daha önceleri BİZZAT zati alilerinizin yaptıklarınızı sizler yapmaya başlayınca canhıraş KÜFÜR silahına mecalsizce sarılanlar İYİ Kİ VARSINIZ.... Sünnisi, Caferisi, Alevisi Şafii ile yüzde doksanbeşi Müslüman olan, günde tahmini oniki milyonunun VAKİT NAMAZI, onbeş milyonunun CUMA namazı ve yine yaklaşık otuz milyonunun BAYRAM namzlarına gittiği bir ülkede bu gerçekleri bile bile DİNE-DİYANETE küfretmeyi, mümine müslümana hakareti marifet sayanlar İYİ Kİ VARSINIZ.... VAR OLUN Kİ hak hukuk sadece GÜÇLÜNÜN, VAR DEVLET de Dişlilerin olabilsin. TÜRKİYE SİZLERLE GURUR DUYUYOR... DURMAK YOK KÜFRE DEVAM.... Beni sorarsanız; Bendeniz bu CAHİL MİLLETE ve onun ARİFLİĞİNE hayranım. Biliyorum ki yaşadığım sürece ne yaparsam yapayım BU CAHİL MİLLETİN HAKKINI ÖDEYEMEM. Benimkisi KARA SEVDA. Dermanı yok be dostlar... | |||